Ben Kimim

Fotoğrafım
Ankara'da doğdum, büyüdüm... Orada okudum... Yine orada eşimi tanıdım, aşık oldum... Evlendim... Çocuklarım oldu... 1995 yılında maaile Elazığ'a, 2009 yılında da Bilecik'e taşındık. Şimdilik buradayız.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Epilepsi maceraları 2

              Sınav anısı
1992 yahut 1993 yılı olmalı... O dönemde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışıyordum.
Fakültenin Atatürk Bulvarı tarafında, Alman mimar Bruno Taut tarafından yapılan ve hemen herkesin bildiği ünlü binasının arkasında, yoldan görünmeyen iki bina daha vardır.
Bunlardan birisi, içerisinde o dönemde başka birimlerin ve teras katında minik bir de antropoloji müzesinin bulunduğu binadır, burası Kütüphane binası olarak anılır, şimdilerde antropoloji müzesi falan kalmadı diye biliyorum...
Ayrıca Dil binası olarak bilinen içinde bazı dil bölümlerinin yanı sıra tiyatro bölümü, kantin ve yemekhanenin de olduğu bir bina daha vardı, kütüphane binası gibi bu da çirkindir aslında. Fakat pek çok fonksiyonu barındırdıkları için katlanılır, bu iki binaya.
Bir üniversite giriş sınavında salon başkanı olarak görevliydim. Sorumlu olduğum sınıf Dil binasının 3. katındaydı yanlış hatırlamıyorsam. İki tane de kadın gözetmen görevli vardı. Sınıftaki öğrencilerin hepsi il dışından Zonguldak'tan gelmişlerdi. Tümü okul ve sınıf arkadaşıydılar.
Biz evrakı dağıtmış, sınavı başlatmıştık, aradan yarım saat kadar bir zaman geçti geçmedi. Sınıfın arka köşesinden hıçkırık ile öksürük karışımı bir ses gelmeye başladı. Ben adaylardan birisi heyecanlandı ve ağlamaya başladı diye düşünerek oraya doğru yöneldim. Yakışıklı bir delikanlıydı, yanına ulaştığımda başı arkaya doğru sarsılmaya ve gözleri şuursuz bakmaya, ağzından köpükler gelmeye başlamıştı. Hemen arkasına geçerek başını sıraya çarpmasına engel olmaya çalıştım. Kollarımı koltuk altlarından geçirerek onu vücuduma yasladım, böylece çırpındığında başını sadece bana çarpıyordu. Bir epilepsi krizi geçiriyordu. Tüm arkadaşları heyecanlanmış, sınavı bırakmış bize bakıyorlardı. Onlara seslenerek önemli bir şey olmadığını arkadaşlarıyla ilgilendiğimi ve sınava devam etmeleri gerektiğini söyledim. Sınavda görevli diğer iki kadın da ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Onlara seslenerek diğer sınıfların birisinden erkek bir görevli çağırmalarını söyledim. Bu süre içinde öğrencinin çırpınışları ve kasılmaları iyice azalmıştı. Derin bir uyku-baygınlık benzeri bir hal almış, kollarıma yığılıp kalmıştı.
Kadın gözetmenlerin diğer sınıftan çağırdığı kişi geldi. Onunla birlikte öğrenciyi kucaklayıp sınıfın dışına çıkardık. Dışarıda bir sıranın üzerine uzattık. Derin bir uykuya geçmişti... Gözetmenlerden birisini bina sınav sorumlusuna göndererek bir ambulans çağırmalarını söyledim. Bir müddet sonra bina sınav sorumlusu hoca geldi. Hafızam yanıltmıyorsa Prof. Dr.  Aykut Çınaroğlu'ydu, durum hakkında bilgi aldı ve gitti. Kısa bir süre sonra öğrencinin bilinci açılmaya başladı, koluna girerek tuvalete götürdüm, lavaboda yüzünü yıkamasını sağladım, zor konuşuyor söyledikleri anlaşılamıyordu, ayakta durmakta da zorlanıyordu, geri döndük koridorda bulunan bir sandalyeye oturttum, çok kısa bir süre sonra da sağlık ekibi geldi, durumunu incelediler sorular sordular ardından onlarla birlikte ve yardımlarıyla binadan çıktı. Sınıfa dönüp diğer adaylara bilgi verdim. Merak etmemelerini arkadaşlarının iyi olduğunu söyledim.
Sınav sonunda öğrendim ki, fakülte bahçesine ambulans girdiğinde, ailesi hemen gelerek ismini vermişler ve o mu hastalandı diye sormuşlar, meğer o gün sürekli ve aksatmadan kullanması gereken ilaçları içmemiş, sınav heyecanı ve tedirginliği ile birleşince de kriz kaçınılmaz olmuştu...

Hiç yorum yok: